4 Ağustos 2012 Cumartesi

sağlık olsun



İnsanlar artık sağlıklı yaşama adına bir şeylerin bilincine varmış olsa da yine de bildiklerini okumaya devam etmekteler.
Artık pek çok marka 'doğal, katkısız' gibi sıfatlarla ürün çıkarıyor, alınan her ürünün  3 katı fiyatına bir de organik olanı var, artık trans yağ kullanılmıyor vs...


Hayatımıza tamamen sağlıklı şekilde devam etmek için pek çok yapabileceğimiz şey var, ben demiyorum ki bilmem kaç para verip, aşırı pahalı organik ürünler satın alalım, elbetteki organik beslenmek maddi açıdan oldukça sıkıntılı, daha önce yazdığım gibi kimyasalları azaltmak dışında başka şekillerde de bazı şeylerin önüne geçebileceğimizi düşünüyorum.Hiç olmazsa pahalı bir şekilde organik beslenme şansı olmayanlar , doğru beslenemeseler bile hayatlarında başka zararlı şeyleri çıkarabilirler.

İşte hayat kalitemizi arttırabilmemiz için zahmete girmeden kolaylıkla yapabileceğimiz şeyler:

Önce teflonla başlayalım, yapışmayan tavalarda bulunan  PFOA ve PFOS adlı maddeler'ın troite çok zararlı olduğu biliniyor, ayrıca çizilen tencere ve tavalardaki maddeler yiyeceklerle karışıp bedenimize karışıyor.Teflonu hayatımızdan uzaklaştırmamız gerekiyor,ben bir tane tava haricinde evimde teflon barındırmıyorum, tavayı da krep için kullanmak zorundayım ama en azından tencereden uzak kalıyorum.

Severek kullandığımız,sonsuz güvendiğimiz tahta kaşık vs.. gibi eşyaların ne kadar hayatımıza meydan okuduğunun farkında mıyız.Çatlayan tahta malzemelerin arasına hem deterjan artıkları hem bakteriler yerleşiyor, sonra ver gelsin vücudun içinde cirit atsınlar.Çatlamamış olanların üzerindeki cilanın sıcakta akıp yemeğe karışması da cabası.Uzmanlar cilasız ve boyasız tahta malzeme kullanmamız gerektiğini söylüyor, ben de halihazırda kullandığım tahta kepçelerimden yakında uzaklaşacağım, ha asla onlar yerine silikon ıspatula türü şeyler kullanmayı düşünmüyorum.Belki çok kullanışlı, çok hoş görünüşlü çok da sağlıklı olduğu düşünülüyor olabilir ama ben sıcakla temas edilerek kullanılan slikonlardan şüpheleniyorum,onlara bir türlü ısınamadım, zorla değil ya.

Margarinden uzaklaşarak kendimize yeni bir hayatın kapısını açabiliriz.7 yıldır margarin kullanmıyorum, içine margarin koyulan her türlü hamur işi, pilav,yemek vs. tüm yiyecekleri sıvıyağ ile hazırlıyorum, hiç de fark olmuyor, hatta gittiğimiz misafirlikte eğer yemeklerde margarin kullanıldıysa ailecek hemen garipsiyoruz,tadı alışılmamış geliyor.İlle ben kurabiyemin kıvamını margarinle tutturabilirim derseniz tereyağ ne güne suruyor sayın okuyucu.Ayrıca 1 yıla yakındır GDO konusundan dolayı mısırözü yağına da veda ettim, şimdi ayçiçek yağı ve zeytinyağı ile idare ediyorum.

İmkanınız varsa yakınlarınızdan köye giden, köyde akrabası olan birileri varsa salça,tarhana,erişte gibi yiyecekleri fazla miktarda temin edebilir, aylarca bozulmayan besinler olduğu için kullanabilirsiniz.Bir kaç ay bile katkısız salça kullanabilmek karlı bir iş gibi görünüyor.

Bir diğer önemli tavsiye tüm yeşillik, meyve ve sebzelerimizi yıkarken bir süre elma sirkeli suda bekletmemiz gerektiğidir, bunu da sakın unutmayalım.

Bırakalım çocuklarımız toprağa bassın,yedikleri meyvelerin çekirdeklerini toprağa gömsün, gömme imkanları yoksa fırlatsınlar, mutlaka ağaç olmayı başarabilenler olacaktır.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÇEKİNME VER AYARI